Dr. Adem Sezen
ademsezen@hotmail.com
Tıp Doktoru, Diyaliz Hekimi, Öğretim Görevlisi,
Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi
Özel Doğan Diyaliz Merkezi
BÖBREK YETMEZLİĞİ MERKEZİ
Böbrek yetmezliği; dünyada ve ülkemizde en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Ülkelerin sağlık otoriteleri bu hastalığa karşı savaşta politikaları belirler ve yol haritalarını oluşturur. Ülkemizde böbrek yetmezliğinin tanı ve tedavisinde bazı noktalarda sorunlar dikkati çekmektedir. Bu noktalardaki sorunların belirlenmesinin, sorunların çözümünün başlangıç noktası olacağına inanıyorum. Başlıca sorun noktalarını irdeleyelim;
1- Acil Diyaliz: Ülkemizde bu hastalığın tanısı genellikle klinik tablonun çok bozulduğu aşamada, hastanelerin acil ünitelerinde konulmaktadır. Bu süreçte böbrek yetmezliği tanısı ve tedavisinin belirlenmesi uzun saatler almaktadır. Acil diyaliz kararı verildiğinde ise; hastanede diyaliz ünitesinin bulunmaması, diyaliz ünitesi bulunan bir merkeze hastanın transferi, diyaliz ekibinin çağrılması, katater işleminin yapılması gibi işlemler acil diyalizin gecikmesine ve hastanın kaybedilmesi ile sonuçlanabilmektedir.
2- Nefroloji Poliklinikleri: Böbrek yetmezliği tanısı konan hastaların takibi ve hastalığın son döneme gitmesini önleyecek tedavilerin uygulanması nefroloji polikliniklerinde yapılmaktadır. Bu birimlerde sık sık doktorların değişmesi, diyalize çok yaklaşmış hastaların sıkı takiplerin yapılamaması başlıca sorunlar olarak gözükmektedir.
3- Hasta Eğitimi: Ülkemizde nefroloji polikliniklerinde böbrek yetmezliği hastasına hastalıklarının sebepleri, diyalize gidişi önleyici tedaviler ve son aşamada hangi tedavinin uygulanması konusunda verilen eğitimler yetersizdir. Hastalar 3 tedavi seçeneğinin (hemodiyaliz, periton diyalizi, böbrek nakli) ne olduğunu bilmeden ve bu tedavilerin artı-eksilerini öğrenmeden bu tedavilerden birisine tercihe zorlanmaktadır. Ülkemizde bu konuda her 3 tedavi seçeneğine eşit mesafede duran bir eğitim programının hazırlanmasına ihtiyaç vardır.
4- Diyalize Hazırlık Programları: Diyaliz tedavisine başlanması planlanan hastaların bazı hazırlıklarının yapılması zorunludur. Bu hemodiyaliz için damaryolu operasyonunun yapılması, periton diyalizi için ise periton diyaliz kataterinin takılması işlemleridir. Ülkemizde damaryolu operasyonları için özelleşmiş damar cerrahları yetersizdir. Ayrıca nefroloji uzmanlarının damar cerrahları ile iletişiminde ciddi sorunlar olduğu göze çarpmaktadır. Bunun sonucu olarak hastaların büyük kısmı A-V fistülü hazırlanmadan katater ile hemodiyalize başlamak durumundadır. Periton diyalizi için ise, hastanın eğitimi, katater takılma işlemi, hastanın takibi ve komplikasyonlarının takibi için yataklı tedavi imkanı veren özel merkezlere ihtiyaç vardır. Şu ana kadar bu yapıda merkezlerin oluşmaması, periton diyalizinin bugün için başarısız bir tedavi gibi algılanmasının en önemli sebebidir.
5- Hemodiyalize Başlatma Programları: Nefroloji polikliniklerinde takibi yapılan hastalar son aşamaya geldiğinde diyaliz tedavilerine başlamak zorundadır. Bu tedavi genellikle ülkemizde hemodiyaliz ağırlıklı olarak gerçekleşmektedir. Hemodiyalize girmeniz gerekiyor sözünü duyan hasta psikolojik olarak yıkılmakta, hele A-V fistül hazırlığı yapılmamış ise katater işleminin de yapılmak zorunda kalınması travmanın şiddetini artırmaktadır. Bu hastaların ilk diyaliz seanslarına hazırlanmaları bu konuda uzmanlaşmış ekipler tarafından yapılmalıdır. Bu ekipte nefrolog, damar cerrahı, anestezi uzmanı, psikolog gibi birimlerin yer alması gereklidir. Bu ekip tarafından hasta yakın takip edilmeli ve hemodiyalize başlamak gerektiğinde hastane ortamında bu tedavi başlatılmalıdır. Hastanın 1-2 diyaliz seansında hastanın stabilleştiği görüldükten sonra hastanın evine en yakın diyaliz merkezinde hemodiyaliz tedavisine devamı sağlanmalıdır.
6- Böbrek Nakli Programı: Ülkemizde yaklaşık 80 tane böbrek nakli merkezi ruhsatlandırılmış olmasına rağmen merkezler arasında tecrübe, hasta-böbrek sağkalımı, cerrahi teknikler ve hasta takibi açısından ciddi farklar mevcuttur. Özel sektörde ise böbrek nakli sayısını ana amaç olarak hedeflemiş ve hasta bulmak için klasik pazarlama yöntemlerini uygulamak zorunda kalan bir sistem oluşmuştur. Hastayı operasyon yapana kadar her türlü imkanı sağlayan bu sistem, operasyon sonrası hastanın takibi konusunda hiç te istekli değildir.
Sonuç olarak; ülkemizin sadece diyaliz tedavisine veya böbrek nakli yapmaya odaklanmış tedavi kurumları ile başarılı hedefe ulaşması, uzun vadede imkansızdır. Bunun yerine böbrek yetmezliği tanısını erken dönemde koyabilen, hasta takibi konusunda uzmanlaşarak hastayı diyalize girmeden yaşama süresini uzatan, son döneme girildiğinde ise hemodiyaliz ve periton diyalizi hazırlığını yapıp diyalize başlatabilen ve böbrek naklini en iyi şekilde yapıp, hastasını takip eden, BÖBREK YETMEZLİĞİ MERKEZİ adını verdiğimiz yenilikçi sağlık projelerine ihtiyaç vardır.
Yayın Tarihi: 08/10/2017