top of page

Dr. Ziya DedeoÄŸlu 

​

ziyadedeoglu@gmail.com

 

Sorumlu Diyaliz Hekimi 
Büyükçekmece Koç Diyaliz Merkezi 

DÄ°YALÄ°Z Ä°ÇÄ°N HEP BÄ°RLÄ°KTE !

​

Ä°zlediÄŸimiz veya okuduÄŸumuz bir ÅŸeylerin bizi düÅŸünmeye sevk etmesi kadar güzel bir ÅŸey yok. Merak, öÄŸrenme arzusu ve bilmek insanı daha çok okumaya ve araÅŸtırmaya itiyor. Ä°ÅŸte bu yüzden geçen gün izlediÄŸim 2. Dünya Savaşından 1 hafta sonraki Almanya´nın durumunu, geliÅŸimini ve nasıl kalkındığını gösteren belgesel filmi ile ilgili düÅŸündüklerimi sizinle paylaÅŸmak istedim.

​

SavaÅŸ sonrası 8 Mayıs 1945'te Almanya tamamen bitmiÅŸti ve iÅŸgal kuvvetlerine teslim olmuÅŸtu. Ülkenin üçte biri tamamen yıkılmış ve ekonomik durum sıfırı tüketmiÅŸti. SavaÅŸta 3.3 milyon asker ve 3.8 milyon sivil ölmüÅŸtü. 11 milyon kiÅŸi ise Rusya, Fransa, Polonya ve Ä°ngiltere'de esir kamplarında esir olarak 1948 yılına kadar tutulmuÅŸtu. SavaÅŸtan sonra kalan nüfus 27 milyon idi ve bunun 20 milyonu kadınlardı. Bu kadınlar tarihte kurtarıcı kadınlar olarak adlandırılan Almanya´ nın gururu olarak kabul edilmiÅŸlerdir. Bu kadınlar 9.05.1945 sabahında erkeksiz ve evsiz yapayalnız yanlarında çocuklarıyla ortada kalmışlardır. Bu kadınlar asla yılmamışlardır. Yaptıkları ilk iÅŸ; yıkıklar arasındaki parçalanmamış saÄŸlam tuÄŸlaları ayıklayıp, evlerini yaparak yeni Almanya'yı yeniden inÅŸa etmeye baÅŸlamak olmuÅŸtur.

​

Alman tarihini yazan bilim adamlarına göre Almanya'nın o zor günleri atlatıp, yeniden kalkınıp geliÅŸmesindeki en büyük etkenler; fedakarlık, disiplin ve ekip ruhu olmuÅŸtur.

​

Günümüzde Alman ekonomisi çok güçlüdür ve ihracat gücü yüksektir.  Almanya dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahiptir ve bu durum ülkeyi Avrupa'nın en büyük ekonomisi yapar. Almanya, 2015 yılında  ihracattan 1500 milyar dolardan fazla gelir elde etmiÅŸ bir ülkedir. 

​

Almanya'nın dünden bugüne geliÅŸimi çalışma hayatına güzel bir örnektir. Bu örnekleri çoÄŸaltmak mümkündür. Türkiye'nin verdiÄŸi kurtuluÅŸ savaşı, cumhuriyetin ilanı ve sonrasında yapılan devrimler ve ülkemizin gösterdiÄŸi kalkınma da  güzel örneklerden biridir. Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru ile yola çıktı. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal yurdu düÅŸmanlardan kurtarmayı ve yeni bir Türk Devleti kurmayı amaçlayan çalışmalarına baÅŸladı. Samsun, Erzurum ve Sivas kongrelerine baÅŸkanlık etti. Hazırlıklarını bitiren ordumuz, 26 AÄŸustos 1922 sabahı çok erken saatlerde yeri göÄŸü titreten topçu ateÅŸiyle saldırıya geçti. Çok kanlı çarpışmalar oldu. BaÅŸkomutan Mustafa Kemal, 1 Eylül günü ordumuza  “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” emrini verdi. Ülkenin düÅŸmanlardan kurtulması özlemiyle yanıp tutuÅŸan kahraman askerlerimiz, kaçan düÅŸmanın ardından gece gündüz demeden hızla ilerledi. 9 Eylül 1922 sabahı birliklerimiz Ä°zmir’e girdi. Yabancı bayrakların dalgalandığı yerlerde artık Türk bayrağımız vardı. DüÅŸmanların çoÄŸu limanda bulunan savaÅŸ gemilerine binerek kaçtılar. Böylece vatanımız geri kazanıldı. Ama esas savaÅŸ ondan sonra baÅŸladı. Cumhuriyetin ilanı, eÄŸitim, saÄŸlık, ekonomi, hukuk ve hayatın her alanında verilen emeklerle Türkiye bugünlere kadar gelebildi.

​

Söylemek istediÄŸim büyük baÅŸarılar; ekip çalışması, özveri, disiplin ve fedakarlık ile elde edilirler. Elbette bazen diyaliz hekimlerinin hatta tüm saÄŸlık çalışanlarının üzerinde bir tükenmiÅŸlik sendromu oluÅŸabilir. Ä°ÅŸimizi yaparken hayatımızın her alanından ödün vermek zorunda kalıyoruz. Mesela; hepimiz tek dinlenme günümüz olan Pazar gününde bile acil bir hastaya bakmak zorunda kalmışızdır. Ne için, para için mi, mecburiyet mi ? Bence hayır, özveri ve fedakarlıktır bu. Bir baÅŸkası için kendi hayatından vermek… BaÅŸka hiçbir meslekte, bir baÅŸkası için bu kadar kendi hayatından bir parça vermek gerekmemektedir. Hepimiz biliyoruz ki; baÅŸarı fedakarlık yapmadan elde edilemez ve baÅŸarı tek başına elde edilmesi daha zor iken, ekip çalışması ile daha kolay elde edilebilirdir.

 

Sonuç olarak tarihten dersler alarak kendimizi ve çevremizi en iyi ÅŸekilde ileriye taşımalıyız. BaÅŸkalarının hayatlarına küçük ama mutluluk verici dokunuÅŸlarda bulunmalıyız. Türkiyemizin için ÅŸu anda içinde olduÄŸu durum ortada. Buna raÄŸmen hiç bir zaman karamsarlığa kapılmadan, geleceÄŸin daha iyi olacağına inanmamız gerekmektedir. Diyaliz sektöründe çalışan bazı çalışma arkadaÅŸlarımız, deÄŸiÅŸen çalışma koÅŸullarından dolayı baÅŸka alanlara geçiÅŸ yapmışlardır. Tabiki o çalıştığı alanda da özveride bulunacak ve faydalı iÅŸler yapacaklardır. Ancak gönül ister ki; diyaliz sektöründe kalarak mücadelemize hep birlikte devam edelim.

Yayın Tarihi: 29/10/2016

bottom of page