top of page

Uzm. Dr. Hıdır Arslan

 

arslanh@me.com

 

 

1- BÄ°R MASALDIR BÖBREK HASTALIÄžI !

 

Kimi kalp yetmezliÄŸi, kimi akciÄŸer hastalığı, kimi kansızlık,  kimi cilt hastalığı, kimi ÅŸeker hastalığı, kimi kemik aÄŸrıları, kimi idrar yolu ÅŸikayetleri, kimi sebebi belirsiz kanama ÅŸikayetleri ile onlarca poliklinik ve hastaneler gezmiÅŸtir. En sonunda “böbrek hastalığın var” denildiÄŸinde bazen yıllar geçmiÅŸtir.

 

ÇoÄŸu kez mavi folyo dosyalarda korumaya alınarak arÅŸive alınmış yüzlerce kan, idrar, hormon tetkiki, BT, MR görüntüleme, ultrason, EKG, EMG, sintigrafi raporu ile koca bir tıbbi arÅŸiv ile iç hastalıkları ya da ÅŸansı varsa nefroloji polikliniÄŸine vardığında bir ferahlık hisseder hasta. Artık hastalığının adının konduÄŸunu, çözüme yaklaÅŸtığının rahatlığı ve bin bir ümit ile iÅŸlerin artık yola girdiÄŸini düÅŸünerek, içinde bayram yeri ÅŸenliÄŸi içinde, kendini hasta sandalyesine, arÅŸiv evrak dosyasını ve ilaç torbasını doktorun masasına bırakıverir.

 

Sebahat hanım, polikliniÄŸe aç mı tok mu geldiÄŸini, diyabetikse insülin yapıp yapmadığını, içmesi mutad ilaçlarını alıp almadığını unutmuÅŸtur.  En nihayetinde doktorun karşısında söyleneni anlamak için, heyecanlı kalbinin vuruÅŸunu susturmak geçer, içinden. Ancak bir yığın laboratuar testi, görüntüleme istek kağıtları, birkaç gönül alıcı söz sonrası, kuyruklarda buluverir kendini. Umut ve heyecanla sonuçları toparlayıp, tekrar doktor randevu gününü beklemeye baÅŸlar. Son zamanlarda test ya da görüntüleme sonuçlarını da vermediklerinden arÅŸivi için çoÄŸu kez tartışır görevliler ile, ne olur bir kopya verseler eline. Randevu gününü, çoÄŸu testin evrakını arÅŸivine ekleyemeden beklerken, tanıdığı herkes ile durumunu paylaşır, dosyaları karıştırır, okumaya anlamaya çalışırken üst kattaki ebe hanımdan, karşı sokaktaki eczacı kalfasından yardım alır.

 

Konu komÅŸudan bol bol öykü dinler, böbrek hastalığına dair bir çeÅŸit uzmanlaÅŸtığını düÅŸünmeye baÅŸlar. Fatma teyzelerin Cibali tütünde çalışan oÄŸlu Mahmut böbrek hastası olmuÅŸ da, Balat da Dr. Jack ile Dr. David bakmışlarmış, en sonunda aynaya konup teÅŸhis edince, Çapa acilde katedral dedikleri bir ÅŸey takılmış, makineye baÄŸlanmış, kurtulamamış, ölmüÅŸ. Mustafa amcanın eÅŸi Satı teyze yine böyle doktor doktor gezmiÅŸ, en sonunda; CerrahpaÅŸalarda böbrek hastalığı demiÅŸler, karnından hortum konmuÅŸ da mikrop kapmış ölmüÅŸ. Ali amcaların gelini Erzurum’da iki ay yatmış, sonra yabancı memleketlerde dolaÅŸtırmışlar, en sonunda CerrahpaÅŸa’da makineye sokmuÅŸlar, ölmüÅŸ. Hanutçu Hasan emminin kızı Hatçe böbrek hastalığı denince CerrahpaÅŸa’da babasından böbrek almış, üç gün sonra, böbrek atınca oracıkta ölmüÅŸ…

 

Günler haftaları, haftalar ayları kovalar, her doktor randevusu birkaç kalem ilaç artışı, kan idrar testleri, Ultrason derken, bacaklarında kuvvet günden güne azalır, takatsiz iki adımda bir yorulur haldedir. Artık sadece hastaneye gideceÄŸi günleri takip etmek için yaÅŸadığını düÅŸünmeye baÅŸlar, varlığının anlamını unutur. Yasaklar artmıştır, bol bol su içmek zorundadır, yemeklere hasretle bakar; fakat yediÄŸinde piÅŸmanlığı kat be kat hastalığa dönüÅŸür. Ä°laçları içmeye zorlar kendini, özellikle böbrek resimli hapı nimet sayar, bulantısına raÄŸmen, ikiÅŸer üçer içer, kusar yine içerdi. Bacakları kendisini hastaneye zor taşırken, günün birinde doktor Mehmet bey seni diyalizden koruyoruz dediÄŸinde gücü yerine gelir gibi oldu, kafasında onca soru yerine bin bir teÅŸekkür ve dua ile uçarcasına eÅŸi Mevlüt beye rahmet okuyup evine döndü.

 

 

Yayın Tarihi:03/05/2016

bottom of page