top of page

 

SEVGÄ°LÄ° AÅžKIM, MEKANIN CENNET OLSUN !

 

1975 yılında  Ä°stanbul’da  doÄŸdum. 10 yaşında, beÅŸinci sınıfa gittiÄŸim yıl,  okulda mide bulantısı ile  baÅŸlayıp, kusma ile devam eden rahatsızlığımdan ötürü, Ä°stanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldüm. Yapılan Ultrasonografi tetkikinde, sol böbreÄŸim çok küçüldüÄŸünden gözükmüyordu. Bu hastalığımdan dolayı, okul baÅŸarım düÅŸmeye baÅŸladı. Hatta okula gidemediÄŸim günler çok oldu ve ardından okulu bırakmak zorunda kaldım. Bu çocuk yaşımda, anlayamadığım bir süreçle karşı karşıya olduÄŸumu  hissediyordum.

​

Halk dilinde idrar kaçağı denilen, mesanedeki rahatsızlığımdan ( Tıp dilinde VUR) dolayı geçirmiÅŸ olduÄŸum enfeksiyonlar nedeniyle,  iki yıl boyunca günlerim, hastane koridorlarında geçti. Sol böbreÄŸim alındı. 6 ay  sonra tekrar ikinci ameliyatım 1987 yılının bir yaz  gününde oldu. Yapılan bir takım cerrahi iÅŸlemlerle kaçak olan yer teflon adı verilen bir iÅŸlem ile kapatıldı. Samatya EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi’nde aile dostumuz olan bir doktora götürülmüÅŸtüm, karından idrar torbası takıldı (Ürostomi; yani istem dışı gerçekleÅŸip, idrar torbasına kendiliÄŸinden dolup-hasta tarafından boÅŸaltılma iÅŸlemi).  Bu iÅŸlemle 2 yıl boyunca bu ÅŸekilde yaÅŸadım. Bu arada rutin kontrollerimi de ihmal etmiyordum. Arada oluÅŸan enfeksiyonların haricinde, ciddi bir sıkıntı çekmediÄŸim için, 5 yıl boyunca  kendimce saÄŸlığıma kavuÅŸtuÄŸumu düÅŸünüyordum. Ancak ne yazık ki, beÅŸ yılın sonunda, benim için hiçte iyi olduÄŸunu söyleyemeyeÄŸim, acı ve hüzün dolu yıllarımın adımları atılmış oldu…

​

Biokimya tahlillerim, baÅŸta üre ve kreatinin olmak üzere, çok yükselmiÅŸti. Aslında diyaliz programına alınmak gerekiyordu. Diyalizi bir süreliÄŸine ötelemek için, yaÄŸsız tuzsuz ve bol su içerek bir diyet uygulamamızı istediler.

20 yaşında genç bir kız olmuÅŸtum artık. Hayallerim, umutlarım,vardı; aslında çok eriÅŸilmez olan hayaller de deÄŸildi bunlar. Mesala; gelinlik giyerek evlenmek hangi genç kızın hayali deÄŸildir ki? Hepsinin gerçekleÅŸme olasılığı olan hayallerdi bunlar. Zaten hayaller bunun için vardır. GeleceÄŸimizi belirler hayallerimiz, bizi biz yapar. Ama hayat iÅŸte... Bazen hayallerdeki gibi, gerçek olmayabiliyor hayat. Ailem ve arkadaÅŸlarım neÅŸeli ÅŸen ÅŸakrak olan beni, bu hastalıktan sonra,  mutsuz ve asık suratlı görmeye alışmışlardı.

​

YaÅŸam standardım bozulmuÅŸtu. Ä°stediÄŸim ÅŸeyleri yiyemiyordum. Denize gitmek istiyordum, ürostomi sebebiyle denize giremiyordum. Böbrek yetmezliÄŸinden dolayı, doktorlarımın önerdiÄŸi ÅŸekilde diyet de yapıyordum. Ancak tüm her ÅŸeye raÄŸmen postacı kapıyı üç kere çalar misali, diyaliz de artık kapımı çalmaya hazırlanıyordu. Yaz ayı sonbaharı kovalamış, Ocak ayını getirmiÅŸti. Çare yok diyalize girecektim. Kolumdan fistülüm açılmış, hazırlıklarım yapılmıştı.

11 Ocak 1995 sabahı saat 08’de diyalize baÅŸlamıştım. Kendimce 1-2 seanstan sonra, diyalize bir daha girmeyecektim. Diyalize alışmak elbette kolay olmadı. Her hasta gibi, alışıncaya kadar, çok sıkıntılar çektim. DiÄŸer hastalar nasıl alıştıysa, zamanla bende alışmış, diyalizde üç yılımı geride bırakmıştım. GittiÄŸim diyaliz merkezinde, benimle aynı kaderi yaÅŸayan Muharrem adında bir gençle tanıştım. “Göz, gönül tercümanıdır” derler ya. Birbirimizi görünce mutlu oluyorduk. Bir süre sonra, diyaliz arkadaÅŸlığından küçük gezintilere, diyaliz sonrasında birbirimizi beklemeye ve birbirimize destek olmaya baÅŸlamıştık.

​

ArkadaÅŸlığımız çok güzel gidiyordu, birbirimize olan desteÄŸimiz sevgiye ve devamında aÅŸka dönüÅŸmüÅŸtü. Uzun bir arkadaÅŸlıktan sonra Muharrem  bana, “benimle evlenerek bir ömür boyu birlikteliÄŸe var mısın?” dedi. Bende büyük bir sevinçle varım dedim. Böylece evlilik hazırlığına baÅŸlamıştık. Muharrem böbrek nakli olduktan  bir süre sonra, ÅŸansımız yaver gitmiÅŸ bende böbrek nakli olmuÅŸtum. Her ikimizde diyaliz makinasından kurtulmuÅŸtuk. Bu ara evlilik  hazırlığımız tam gaz gidiyor iken, böbrek red (rejeksiyon) ataklarımın baÅŸlaması, mutluluÄŸumuza gölge düÅŸürmüÅŸtü. Bir ay süren  tedavimden sonra iyileÅŸmiÅŸtim. Maalesef saÄŸlık sorunlarımız peÅŸimizi bırakmıyordu. Dolayısıyla evlilik tarihi sürekli erteleniyordu.

​

Ta ki Muharrem, 25 Haziran 2007 tarihinde yüksek tansiyona baÄŸlı beyin kanaması geçirince… Muharrem  2 ay 9 gün yoÄŸun bakımda kalmıştı. Bu süre zarfında yapılan tüm müdahaleler onu kurtarmaya yetmemiÅŸti. Ve sevgili Muharrem’i kaybetmiÅŸtim. Onunla birlikte sevincim, hayallerim ve umutlarımla birlikte yaÅŸama gücümü de kaybetmiÅŸtim. Bu kayıp bende uzun yıllar süren bir travmaya neden oldu. Psikolojim bozulmuÅŸtu. Gerek ailem ve gerekse çok deÄŸerli hocalarımın destekleriyle hayata tutunmaya çalıştım.

​

Aradan geçen bunca yıla raÄŸmen seni unutamadım. Sevgili AÅŸkım, mekanın cennet olsun…   

​

Yayın Tarihi: 05/05/2017

bottom of page