BANA İKİNCİ ŞANSI VERİR MİSİNİZ ?
Gece uykularım kaçmaya başladı, yıllardır beklediğim fırsat elime geçmiş ve ben bunu kaçırmıştım. Böbrek nakli olma hayallerim, başka bahara kalmıştı. Belki de bu benim için, ikinci bir şans olacaktı. Hayatım nakille, yeniden baharda yeşeren ağaçlar gibi çiçeklenecekti.
Kim bilir; özlem duyduğum birçok yiyeceği yerken, doyasıya su içebilecek, rahat rahat gezip dolaşabilecektim. Ama zamanında, polikistik böbreklerimi aldırmaya cesaret edememem, beni buraya kadar getirmişti. Sonra arkadaşım Nebahat geliyor aklıma; o da benim gibi polikistik böbrek hastasıydı. Biz böbrek hastalarının arkadaşlıkları, kader arkadaşlığıdır. Hiç bitmez; nereye gidersek gidelim, birbirimizden mutlaka haberimiz olur.
Birlikte birçok hatıralarımız vardır. Kederimiz, sevincimiz ve belki isyanlarımız bile aynıdır. Bu yüzden biz birbirimizin ne çektiğini çok iyi biliriz. Bazen yan yana oturur, konuşmadan dertlerimizi uzun cümleler kuramadan, birbirimize bakarken gözlerimiz dolar. O bakışlar çekilenleri anlatır, her zaman konuşmak mı gerekir? Bazen susarak sadece ellerimizi birleştirir, destek alırız birbirimizden.
İşte benimde öyle bir arkadaşımdı, Nebahat. Onunla aynı yıllarda periton diyalizi yapıyorduk. Kontrolleri aynı güne alır, hastanede buluşur, sohbet eder, dertleşirdik. Kader arkadaşım, bilsen ne kadar çok özlüyorum seninle ettiğimiz sohbetleri. Eşi bir vefa örneği göstererek, Nebahat’e böbreğini vermişti. Bir ay sonra acı haberini aldım. Çünkü; o polikistik böbreklerini çıkarttırmadan nakil olmuştu; sonra çıkarttırmadığı o böbrek kanserleşmiş, yapılan tedaviler ise sonuç vermemişti. Bazen olmayınca olmuyor işte.
Bütün bu yaşananlardan bir yıl sonra, böbreklerim beni çok zorlamaya başladı. Ağrılarım bitmiyor ve kanamalarım çoğalmıştı. Doktorlarımın ortak kararıyla, böbreklerimi aldırdım. Bunu iki kelimeyle anlatmak çok kolay aldırdım ve kurtuldum. Aslında hiç te öyle olmadı; ölümlerden döndüm. Böbreklerim o kadar büyümüştü ki; çok zor geçti operasyonum. Şimdi iyiyim, çok şükür. Belki de “aldıracaktın böbreklerini, neden daha önce aldırmadın” diye düşünenleriniz vardır. İnsan korkuyor, hayat mücadelesini ve sevdiklerini kaybetmekten. Başka, ne olabilirdi ki sebebi. Böbreklerimi aldırınca aylarca toparlayamadım kendimi. Halen hemodiyalize devam ediyorum.
Bütün bunları anlatıyorum, çünkü 64 yaşındayım; yaşadıklarım ve yaşayamadıklarım çok yordu beni. Diyalize girdiğim merkezde genç, hatta çocuk hastaları görüyorum. Onların benim yaşadıklarımı yaşamasını, benim gibi yıpranmalarını istemiyorum. Her zaman iyi örnekler yoktur hayatta; bazen yaşananlar olumsuz da olsa anlatmak paylaşmak ve ders çıkartmak gerekir.
Bir nesil böbrek hastalığıyla yaşadı ve yaşlandı. Şanslı olanlar, nakil olup kendilerini kurtardılar. Artık bizim yaşadıklarımız bilinsin, ders çıkarılsın istiyorum. Bizim yaptığımız ve bize yapılan yanlışlar yapılmasın. Herkes ikinci bir şansı hak eder; böbrek hastalarına ikinci şans vermenizi ve sesimizin duyulmasını istiyorum.
Yayın Tarihi:03/06/2016