top of page
AyÅŸe Seryal Olcay

AyÅŸe Seryal Olcay

seryalolcay@hotmail.com

BÖBREK NAKLÄ° KURTULUÅž MU?

 

Bu 3. yazımda böbrek nakli sürecimi anlatacağım.  Nerede kalmıştık?   

 

29 yaşında periton diyalizi yapamaz duruma gelmiÅŸtim. Bir sonraki çözümü bulmam gerekiyordu. Benim kan grubum "0". Ailemden sadece babamın kan grubu bana uyuyordu. Babam vermek için gönüllü oldu. CerrrahpaÅŸa’ya ilk baÅŸvurduÄŸumuzda "poliklinik günü deÄŸil" diye bir doktor bizi azarladı. Ben kaplumbaÄŸa gibi büzülüverdim korkudan. Sonradan ise bu doktorum, benim hayatta en sevdiÄŸim, saydığım insanlardan biri oldu. Kendini mesleÄŸine adamışlığı ve tıp bilgisiyle, herkese eÅŸit davranışıyla bana örnek olan doktorum hayatımda ne çok yer etti bir bilseniz. Onun da bunu pek bildiÄŸini sanmıyorum.


O yıllarda normalde, ameliyattan 3 hafta sonra taburcu ediliyordu nakil olanlar, ancak ben 3 ayda hastaneden çıkabildim. Babamın böbreÄŸi ile birlikte bana CMV adlı virüs de geçmiÅŸti. Böbrek nakli operasyonundan birkaç hafta sonra 40 dereceye varan ateÅŸler oluyordu. Hastaneden çıktığımda kreatinim 2.4 (normalde 1.5'un altında olması gerekiyor) idi. Yani kısaca iÅŸler iyi gitmiyordu. Ayrıca böbrek nakli sonrası kullanılan bir ilaç da böbreÄŸe zarar verdiÄŸi için dozunu ayarlamak çok zor oldu. Ali hastanede bulunduÄŸum 3 ay boyunca her gün bana yemek taşımıştı. 


Organ nakillerinde kan grubu uyumu gerekiyor, ayrıca doku uyumu ne kadar iyi olursa baÅŸarı ÅŸansı o kadar yükseliyor. Ancak vücudumuz yeni böbreÄŸi, yabancı madde, bir mikrop gibi algılıyor ve o nedenle onu vücuttan atmaya çalışıyor. Bunu engellemek için bağışıklığı baskılayan ilaçların devamlı kullanılması gerekiyor. Bu ilaçlar böbrek reddini engellediÄŸi gibi, vücuda giren mikroplarla savaÅŸa da engel oluyor.  O nedenle hayatımız boyunca mikrop kapmamaya, güneÅŸte kalmamaya, vb. çok dikkat etmemiz gerekiyor.


3 ay hastanede tek kiÅŸilik bir odada kaldım. 2. aydan sonra moralim iyice bozuldu. Herkes ameliyat olup ayrıldı.  Beni o zaman tek rahatlatan ÅŸey ilginçtir; "Mehmet Ali Erbil'in tavuk yakalama yarışması"ydı. Hastaların bir araya geldiÄŸi TV izleme odasında bu programı kaçırmazdık. Bu esnada birçok böbrek nakilli hastayla tanıştım. Bunlardan biri, Kürt kökenli bir gençti. Babası zengindi ama kalabalık ailesinden bir tek halasının kan grubu ona uymuÅŸ, o da ameliyat masasındayken korkudan kaçmış. Bu yüzden Ä°ran'da yasadışı bir ÅŸekilde nakil olmuÅŸ, bir sıkıntısı olduÄŸu için  hastaneye yatmıştı. Aksiyon filmleri tadındaki nakil hikayesi bana çok ilginç gelmiÅŸti. Ä°ran'da devlet, para karşılığı böbrek satışını destekliyor. Ama sadece kendi vatandaÅŸlarına. Ama bu arkadaÅŸ, Ä°ran kürdü gibi davranıp böbrek naklini olmuÅŸtu.

 

BaÅŸka bir hikaye de, 12 yaÅŸlarında bir çocuÄŸun hikayesiydi. Böbrek nakli sonrası böbrek reddi geliÅŸtiÄŸi için kullanılan güçlü ilaçlara dayanamayıp vefat etmiÅŸti. Ben "bari hiç deÄŸilse 5 yıl bu böbrekle idare edeyim diye düÅŸünmeye"  baÅŸladım. Kaç yıl sürdü dersiniz? Bana çok ÅŸey kazandıran 15 koskocaman yıl.

    

Bu 15 yıl içinde Ali ile evlendik. Bir dönem iÅŸ gereÄŸi 3 yıllığına Almanya'da kaldım. Kontrollerime orada devam ettim. Doktorlar hamile kalmamı yasaklamıştı. Ne Ali bunu dert etti, ne de ben onu baba yapamayacağım için vicdan azabı duydum. Neticede olaÄŸanüstü genlere sahip deÄŸildik; evren bizsiz de yoluna devam edebilirdi. Sonra hayatımın en güzel ÅŸeyi oldu. 35 yaÅŸlarımda bana hormonlarım  geldi; her yerde çocuk çocuk diye sayıklamaya baÅŸladım. Bir gün Çorlu'da bir alışveriÅŸ merkezinde otururken etraftaki en ‘çirkin’ çocuÄŸu bulmaya çalıştım. Onu sevebilir miyim diye kendimi tarttım. Cevabım evet olunca, evlat edinmeye karar verdik. 3 yıl bekledikten sonra 15 günlük bebeÄŸimize kavuÅŸtuk. Nasıl heyecanlandık, neler yaÅŸadık, ayrı bir yazı olur.

 

Åžu anda dünya tatlısı- cadısı muhteÅŸem bir kızımız var, adı Ardıç. Bu yazıları yazmaya baÅŸladığımda; "anne ne zaman benden bahsedeceksin" diye başımın etini yedi. Ardıç’ım iÅŸte sen bu üçüncü yazımın baÅŸrolündesin. EÄŸer böbrek nakli olmasaydım, sen benim kızım olamayacaktın. Sen benim ışığım, ayçöreÄŸim, neÅŸe kaynağım, yaÅŸam enerjim, yıldızımsın. 
Ne zaman zor bir durumda olsam, aklıma hep Ardıç gelir ve varlığı bana güç verir. Onunla bir sürü yeni ÅŸey öÄŸrendim ve öÄŸrenmeye devam ediyorum.


15 yıl boyunca ilaçlara baÄŸlı olarak birçok sorun da yaÅŸadım. Geçmeyen sinüzitler, zatürreler, tümörler,vs. Ama en zoru bana periton diyalizinden miras kalan, çok aÄŸrılı yapışıklıklar oldu. Son 5 yılında, CMV virüsü tekrar hortladı. CMV  bağırsaklarımda iltihap yaptı.  Enfeksiyonlar ve antiviral ilaçlar böbreÄŸe zarar verdi. Aylarca ishal ve bağırsak kanamasını engelleyemedik. 1 yıl boyunca 38 derece ateÅŸle dolaÅŸtım. Antibiyotikler iÅŸe yaramıyordu. Hafta sonlarım hep hastanede, doktorlarda geçiyordu. Kan miktarım düÅŸer, kan takılır, hafta başı gene iÅŸe devam etmeye çalışıyordum. Doktorum diyalize girmem gerektiÄŸini söylediyse de ben kabul etmek istemedim. Son yılım epey zahmetli geçmiÅŸti. Ä°ÅŸ için Ä°ngiltere'ye gittiÄŸim son hafta artık vücudum pes etti. Devamlı kustuÄŸum ve bir ÅŸey yiyemediÄŸim haftanın sonunda herÅŸeyin bittiÄŸini kabul ettim.


Son yazıma gelmeden baÅŸlıktaki soruyu soralım. Böbrek nakli kurtuluÅŸ mu? Cevap: Bence henüz tam evet deÄŸil. Onun da getirdiÄŸi birçok sorun olabiliyor, ama kendinize dikkat ederseniz, biraz da ÅŸanslıysanız en iyi çözüm ÅŸimdilik bu. Åžu anda 50 yıldır böbrek nakli ile yaÅŸayan 70 yaşındaki Ä°ngiliz hasta dünya rekorunu tutuyor. Türkiye'nin de bu konuda sicili çok parlak. Dünyada en baÅŸarılı ülkelerdeniz. Aile baÄŸlarımızın çok güçlü olması, canlı nakil sayısını yükseltiyor. Ancak kadavradan böbrek nakli oranımız % 20 gibi çok düÅŸük düzeyde. Avrupa'da ise bu durumun tam tersi mevcut; kadavradan nakil % 70'ler düzeyinde. Ülkemiz için, bu bir sorun Bu durumun düzeltilmesi her hastanın hayali.


Bundan sonraki hikayemde son kısma geliyoruz, hep korktuğum, ama en korktuğum "hemodiyaliz". Ama pes etmek yok değil mi?

Yayın Tarihi: 08 /04/2019

bottom of page