top of page

HERÅžEY TESADÜFLERLE AÇIKLANAMAZ !

 

Hayatta yaÅŸamak bazen tesadüflere baÄŸlıdır. Hekimlikte yaÅŸanan bazı anlar ise bir ömre bedeldir. 

1996 yılının Eylül ayında Hopa Devlet Hastanesi’ne Genel Cerrahi Uzmanı olarak bir hekim, mecburi hizmet için görevine baÅŸladı. Bu hekimle kısa süre sonra tanıştık ve iyi bir arkadaÅŸlığımız baÅŸladı. Ä°kimizde bekar olduÄŸumuz için birlikte beraber bolca vakit geçirebiliyorduk. Zamanla arkadaÅŸ grubumuz geniÅŸledi ve unutamayacağımız kadar güzel anılarımız birikti. 

Soldan SaÄŸa: Prof. Dr. Ä°brahim Berber, Kemal Küçük ve Dr. Yücel Çakır

Günlerden bir gün akÅŸam yemeÄŸi için ÅŸehrin önemli bir buluÅŸma noktası olan  askeri gazinoda buluÅŸmak için randevulaÅŸtık. AkÅŸam saat 19.30 civarında askeri gazinoya vardım. Ä°brahim Beyi sordum. Görevliler Ä°brahim Bey 1 saat kadar önce buraya geldi. Ama hastaneden telefon gelince apar topar buradan ayrıldı dediler. Hastaneyi aradığımda ise acil bir ateÅŸli silah yaralanması vakası gelmiÅŸ. Dr. Ä°brahim Beyin hastayı acil olarak ameliyata aldığını öÄŸrendim.

​

Ben de bu akÅŸam ki buluÅŸmanın iptal olduÄŸunu düÅŸünerek evimize dönüp, mutfakta yaptığım tadilat için çalışmaya baÅŸladım. Bu sırada geçirdiÄŸim küçük bir kaza sonucu ayağım kesildi ve kanamaya baÅŸladı. Ben dikiÅŸ atmak gerektiÄŸini anlayarak hastaneye gitmeye karar verdim. 

Hastaneyi aradığımda Ä°brahim Beyin hala ameliyatta olduÄŸunu öÄŸrendim. Benim samimi arkadaşı olduÄŸumu, ayağımı kestiÄŸimi ve ameliyat bitince beni araması için not bıraktım. 

​

Evde birkaç saat bekledikten sonra hastaneyi tekrar aradığımda ameliyatın hala bitmediÄŸini öÄŸrendim ve daha fazla beklemenin doÄŸru olmadığını düÅŸünerek kardeÅŸimle beraber araca binerek hastaneye doÄŸru yola çıktık. Yolda Dr. Ali Bey ile karşılaÅŸtık. Ayak üstü sohbet sonrası  Dr. Ä°brahim beyin ameliyatının çok uzayabileceÄŸini anlatarak, «ayağına dikiÅŸi ben atayım» dedi.  Ben de bu durumu kabul ettim, arabaya o da bindi ve hastaneye gittik. Hastanede ayaktaki yarama birkaç tane dikiÅŸ atıldı. Daha sonra Dr. Ä°brahim Beyin girdiÄŸi acil ameliyat hakkında bilgi aldım. 3 yaşında bir erkek çocuÄŸunun, av tüfeÄŸinin kaza sonucu patlaması sonucu, göÄŸüs ve karın bölgesinden çok ciddi ÅŸekilde yaralanmış olarak hastaneye ulaÅŸtırılmıştı. 


Ertesi gün tüm Hopa bu olay ile  çalkalanıyordu. Kemal adında bir küçücük bir çocuk, bağırsakları dışarıda, karın ve göÄŸüs bölgesi paramparça bir vaziyette acile gelmiÅŸ. Hastayı ilk olarak acil doktoru Dr. Yücel Bey görmüÅŸ. Durumun vehametini görüp hemen Dr. Ä°brahim Beyi arattırarak hemen hastaneye gelmesini ve hastayı deÄŸerlendirmesini istemiÅŸ.  Dr. Ä°brahim Bey hastayı görmüÅŸ, hastayı sevk etmesi halinde kesin olarak hastanın yolda öleceÄŸini, bu ameliyatın aslında büyük bir ekiple yapılması gerektiÄŸini, ama hastanın tek ÅŸansının burada bu ameliyatın yapılması olduÄŸunu anlatmış. Ameliyat sabaha kadar sürmüÅŸ, ameliyattan hasta saÄŸ salim çıkmış ve yoÄŸun bakım ünitesi olmadığı için Trabzon Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilmiÅŸ.  Tedavisi tamamlanan ve iyileÅŸen çocuk iyileÅŸerek Hopa’ya dönmüÅŸ. Oradaki hocalar bu ameliyatın Hopa’da nasıl yapılabildiÄŸine akıl sır erdirememiÅŸler. Bu genç, cesur ve yetenekli cerrahın kim olduÄŸunu sormuÅŸlar. Bu dialoglar Hopa’da aylarca yıllarca konuÅŸulmuÅŸtu.

 

Ä°lerleyen zaman içinde Dr. Yücel Bey askere gitmiÅŸ, Dr. Ä°brahim Bey Ä°stanbul’a tayini çıkarak orada yeni bir hayat kurmuÅŸ.  3 yıl kadar sonra Dr. Ä°brahim Bey birkaç gün için Hopa’ya ziyarete gelmiÅŸ ve eski dostlarıyla birkaç gün geçirmiÅŸti. Onu otogardan uÄŸurlamak için büyük bir kalabalık oluÅŸmuÅŸtu. Bu kalabalıkta eski arkadaÅŸları, tedavi ettiÄŸi hastalar ve hasta yakınları mevcuttu. Bu kadar kiÅŸi arasında bir çocuk «Ä°brahim Amca, Ä°brahim Amca» diye koÅŸarak Dr. Ä°brahim Beyin kucağına atlar ve oradaki herkes gözyaÅŸlarına boÄŸulur. Dr. Ä°brahim Bey tüm hastaları ve dostları ile tek tek vedalaÅŸarak otobüse binerek, Ä°stanbul’daki hayatına doÄŸru yola koyulur.  


Bu zamanlarda Dr. Yücel Beyde askerlik hizmetini tamamlayarak Ä°stanbul’a tayin olur. Kemal ise zaman zaman Dr. Ä°brahim Beyi telefonla aramayı ihmal etmez. Ama herkes kendi dünyalarında yaÅŸamaya devam eder. 


Aradan uzun yıllar geçmiÅŸti. Takvimler 2017 yılının AÄŸustos ayını gösteriyordu. Dr. Ä°brahim Beyin baÅŸarıları devam etmiÅŸ; ülkenin en meÅŸhur özel hastanelerinin birinde böbrek nakli merkezi bölüm baÅŸkanı ve üniversitede profesör olarak görev yapıyordu.  Rize’de bir toplantı için davet edilen Dr. Ä°brahim Bey bu fırsattan faydalanarak eski günlerinin geçtiÄŸi Hopa’yı görmek ister. 19 AÄŸustosta uçakla Trabzon’a inen Dr. Ä°brahim Bey ekip arkadaÅŸlarından ayrılarak Hopa’ya varır. Orada daha önceden tedavi ettiÄŸi hastalarını, dostlarını ziyaret edecektir. Dr. Ä°brahim Beyin Hopa’da olduÄŸu kulaktan kulaÄŸa yayılır ve ziyaretçilerini benim otelim Hotel Heyamo’da  saat 18.00 de kabul edeceÄŸini söyler. Bu arada Dr. Ä°brahim Beyin aklına Dr. Yücel gelir ve onu telefonla arar. Tesadüfe bakın o da ÅŸu anda memleketi Hopa’dadır. Dr. Yücel ile de  saat 18.00’de Ramiz’in otelinde buluÅŸalım diye randevulaşırlar.  


Dr. Ä°brahim Bey ile ÅŸehirdeki ziyaretlerimiz uzadı ve ancak saat 19.30 da otelimize gelebildik. Otele vardığımızda lobinin sol tarafından anne-baba ve 20-25 yaÅŸlarında bir delikanlıdan oluÅŸan bir aile oturmaktaydı. Lobinin saÄŸ tarafında ise Dr. Yücel Bey vardı. Dr. Ä°brahim Bey bu 3 kiÅŸilik aile ile kucaklaşıp hasbihal ederken ben de Dr. Yücel Beyin yanına oturdum. Dr. Yücel  «Abi kim bunlar, Ä°brahim Beyle konuÅŸanlar» diye bana sordu. Ben de o olayı anlatmaya baÅŸladım; «Hani Ä°brahim bey  silah ile yaralanan bir çocuÄŸun hayatını kurtarmıştı, hatırlıyor musun?».


Dr. Yücel bey birden bir çığlık atarak ayaÄŸa fırlar ve anlatmaya baÅŸlar; «O gece nöbetçi doktor bendim. Hayatımda gördüÄŸüm en korkunç manzaraydı. ÇocuÄŸu o halde görünce çocuÄŸu kucaklayıp ameliyathaneye götürürken, personele hemen Ä°brahim Abiyi bulun diye ÅŸok olmuÅŸ bir halde bağırmıştım. Demek bu o çocuk öyle mi?» diye bu delikanlıya sarılır ve uzun süre donakalır. ÇocuÄŸun annesi « Bizi acilde ilk karşılayan uzun boylu bir doktordu» diyerek Yücel’i tarif eder. Bu sırada genç, annesi, babası, Dr. Yücel ve Dr. Ä°brahim Bey çığlık çığlığa birbirlerine dakikalarca sarılır ve gözyaşı dökerler. Otel personeli ve diÄŸer müÅŸteriler ÅŸaÅŸkınlıkla burada ne olduÄŸunu anlamaya çalıştılar. Kemal aÄŸlamaklı bir sesle « Abi, bugün yaralandığım günün 21. yıldönümü, ben 19 AÄŸustos 1996 tarihinde yaralanmıştım» derken babası durumu tasdik eder ve «akÅŸam ezanı saatleriydi» der. Bu arada akÅŸam ezanı okunmaya baÅŸlar. 

​

Tamamen rastlantı bir ÅŸekilde olayın kahramanları aynı gün ve aynı saatte, 21 yıl sonra bir araya gelmiÅŸti. Ä°brahim Beyin toplantısı sebebiyle Hopa ziyareti, Dr. Yücel Beyin Hopa’da olması, ailenin  ziyarete gelmesi, randevunun 18.00 yerine 19.30 da gerçekleÅŸmesi ve aynı tarihte bu mucize görüÅŸmenin gerçekleÅŸmesi. Tesadüfün bu kadarı da olmaz denilecek bu olayı sizlerle paylaÅŸmak ve bu buluÅŸmayı bir fotoÄŸrafla ölümsüzleÅŸtirmek istedik.                  

 Hazırlayanlar: Ramiz BekaroÄŸlu-Mesut Kösem / DÄ°YALÄ°ZHABER

Yayın Tarihi: 04/10/2017

bottom of page