top of page

Uzm. Dr. Hıdır Arslan

 

arslanh@me.com

 

 

3- DÄ°YALÄ°Z MERKEZÄ°NE HOÅžGELDÄ°NÄ°Z !

 

Kağıdını, küreÄŸini, arÅŸivini, ilaçlarını toplayıp götürdü kliniÄŸe, kime güvenebileceÄŸini bilemedi, hastalardan, hemÅŸirelerden, doktorlardan güvenebileceÄŸi bir yüz arayıp durdu. Diyaliz hekimi, ilaçlarını yatağına döktü, pek çoÄŸunu çöpe atarken hastanedeki hekimine saydı geçti, bilmezler bu iÅŸleri, hep yanlış tedaviden düÅŸtün sen buralara. Sebahat hanım üç ay sonra ayrılacakmışım diyalizden diyecek oldu, aklından çıkar böyle ÅŸeyleri dedi hekim, yasak yemek listelerini uzun uzun sıraladı, bunu yersen ölürsün, ÅŸunu içersen ölürsün derken korkudan ve tiksintiden ölecekti, Sebahat hanım. Battaniyesini kafasına çekti, usul usul aÄŸladı karanlıkta. Birkaç seans sonra koku alabildiÄŸini hissetti, diyaliz merkezinin kapısından girerken bayılacak gibi oldu, aldığı kokudan, fare ölüsü gibi kokuyordu klinik, birilerine sormayı geçirdi kafasından hemen sonra vazgeçti, nesine gerekti hem kızar öfkelenir, canını yakarlarsa diye korktu.

 

HemÅŸirelerin, doktorların, öteki hastaların kahkahaları yükseldikçe arada; oda koyverdi kahkahayı, nasılsa misafirdi burada. Kateter pansumanı ile her seans canı yanıp kaşındıkça, gün saymaya baÅŸladı, üç ay sayıldıkça daha çabuk geçerdi. Ä°lk günlerde iki kızı ve oÄŸlu diyaliz kliniÄŸine gelirken, günler geçtikçe yine eski yalnızlığına döndü. Yalnız komÅŸusu Hacer hanım diyaliz kliniÄŸindeki sekreterler ile sohbeti koyulaÅŸtırmıştı ki fırsat buldukça Sebahat hanım ile gelmeye devam etti.

​

Ä°ki yıl hastane kapılarında yaÅŸadıkları bir yana, diyaliz kliniÄŸindeki doktorlar ile kafası iyiden iyiye karışır, biri yer der öteki yeme, biri ÅŸu yasak yersen ölürsün der, öteki hayır bu yasak içersen ölürsün der, efendim ÅŸu ilacı içmelisin, öteki gelir hayır sakın içme der. Sebahat hanım düÅŸünür ki; bu doktorların kafası karışık, ya bu iÅŸi kimse bilmiyor, ya da bileni beni bulmuyor.

​

Ay biter, tahlilleri ile Mehmet beye gidince ÅŸikayetlenir; “ efendi oÄŸlum ne biçim yere gönderdin beni, saÄŸ olsunlar ama doktorları biraz deli, klinikte çok kokuyor, hemÅŸirelerde kulaklarım ağır iÅŸitiyor diye hep eÄŸleniyorlar benle” der. Mehmet bey geçiÅŸtirir, doktorlar iyilerdir, pırlanta gibilerdir, klinik de Ä°stanbul’ da en iyidir, hemÅŸireler dünya çapında iyilerdir. Sebahat hanım kendini bir tüluatda bir vodvilde hisseder, acaba bir oyun, bir rüya mıdır yaÅŸadıkları? Kendince düÅŸündü, doktorların kafası karışık görünüyor, yaÅŸamakta pek manasız oldu, üç gün evde tam kendime gelmiÅŸken diyaliz sonunda dayak yemiÅŸten beter oluyorum, bari yiyip içeyim gönlümce, öleceksem gönlümce yiyerek öleyim dedi.

 

Aybaşı gelip çattı, kan testleri yapıldı, diyaliz hekimi gelip bağırdı, çağırdı, ortalığı vaveylaya verdi, ÅŸunu bunu yemiÅŸsin, böyle devam edersen çabuk öleceksin! Hastanedeki doktorum üç aya ayrılacaksın demiÅŸti evladım, tahlillere birde o gözle baksan diyecek oldu, diyaliz hekimi öfkeyle güldü; “ Ne ayrılması teyze uçmuÅŸsun sen” dedi doktor, “senin testlerin bozuk, koluna püskül yapılacak.

​

​

Yayın Tarihi:21/06/2016

bottom of page