Dilek Gençyılmaz
MUTLULUK SENÄ°N ELÄ°NDE !
​
Hasta olduÄŸun zaman kabullenip güçlü olmayı mı tercih edersin? Yoksa olumsuzluÄŸa kapılıp mutsuz olmayı mı? Asıl sınavın bu ikisinden birisini seçtiÄŸin zaman baÅŸlayacak. Bu demek oluyor ki; her ÅŸey senin elinde ve sakın her ÅŸeyi kendi ellerinle kaybetme. Buna izin verme! Sen kendine nasıl yön verirsen o yönde ilerlersin.
Bir insanın parmağı kanadığı zaman üzülüyor ve bunu bir dert olarak görüyor. Yapmayın! Bu dert edilebilecek bir ÅŸey deÄŸil. Yaraya tentürdiyot sürüp, mikroplardan temizleyip, yara bandı yapıştırabilirsiniz. Bunu yapmak yerine ahkam kesiyorsunuz. KeÅŸke her yaramızı böyle yara bandı ile kapatabilseydik.
Hiçbir ÅŸey için üzülme, hele ki saÄŸlığın yerindeyse. Üzülecek olursan bir durum için, saÄŸlıklı olduÄŸunu düÅŸün ve mutlu ol. Çünkü mutlu görünüp, mutlu kalmak çok güzel bir ÅŸey.
EÄŸer sen deÄŸiÅŸirsen, her ÅŸey deÄŸiÅŸir. Sen neye inanırsan o olur, inanmadığın sürece hiç bir ÅŸey olmaz. Ne yaÅŸarsan yaÅŸa bu hayatta, her ÅŸey geçiyor ve hiç bir ÅŸey, hiç kimse kalıcı deÄŸildir bu dünyada. Mutlu olman için tek bir neden. "SaÄŸlıklısın" var mı daha güzeli ve daha önemlisi?
Ä°nsanlar aÅŸk acısı çekiyorlar. ÇektiÄŸiniz ÅŸey acı deÄŸil… Bilin istedim. Bugün acı olarak görünüyor ama zamanla oda geçiyor. Kalıcı acılar yaÅŸayan insanlar var. Yapmayın onları düÅŸünün.
Bunları bugün yazıyorsam eÄŸer; kazandığım hayat tecrübesinden dolayıdır. Önceden hiç bir ÅŸey için olumlu düÅŸünmüyordum. Geriye bakıyorum da ÅŸöyle bir, boÅŸ ÅŸeyler için üzüldüÄŸümün farkına vardım. Utanıyorum ÅŸimdi...
Bunu hastalığım ile mücadele ederken, hemodiyaliz makinesine baÄŸlanacağım gün, yavaÅŸ yavaÅŸ, gün geçe geçe anladım ve hala anlıyorum ve de anlamaya devam edeceÄŸim. Hayata karşı bakış açımın deÄŸiÅŸmesi için sanırsam bir ÅŸeyler yaÅŸamam gerekiyormuÅŸ. Kendi benliÄŸimin farkına vardım. Kendimle yeniden farklı bir kiÅŸi olarak tanıştım.
Oysa kim kendisini daha yeni tanıyabilirdi ki? En dibe batıp, o battığım dipten en yükseklere çıktım. Bunu kendim yaptım. Çünkü her ÅŸey benim elimde.
Psikolojik olarak yıpranmıştım. Yastığım her gece gözyaÅŸlarımla ıslanıyordu. Benim aileme söylediÄŸim en büyük yalanımsa "Üzülmüyorum" oldu. Evet bu benim en büyük yalanımdı, zamanında. Mutluluk maskesi vardı yüzümde, o zamanlar.
Kendim bile inanıyordum, mutlu olduÄŸuma. En kötü zaman ise ne zamandı, biliyor musunuz? Gece başımı yastığa koyduÄŸum zaman; kendim ve geceyle baÅŸ baÅŸa kaldığın an.
Ä°lk zamanlar isyan ediyorsun "neden, neden ben ?" diye soruyorsun kendine. Günlerin böyle geçerken alıştığını fark ediyorsun. Öyle bir alışıyorsun ki, onu kabullenmiÅŸ ve benimsemiÅŸsin içinde. Seninle birlikte olacağının farkına varmışsın. Ä°ÅŸte bunun farkına vardığın an hayata bakış açın öyle bir deÄŸiÅŸiyor ki...
Kafana gözlükten, tokadan veya ÅŸapkadan baÅŸka bir ÅŸey takmamayı öÄŸreniyorsun. Ve git gide daha azimli, hırslı, güçlü bir insan oluyorsun. Daha da olgunlaşıyorsunuz ve artık bardağın sadece dolu tarafını deÄŸil, boÅŸ tarafını da görmeye baÅŸlıyorsunuz.
Sen böyle olduÄŸun sürece her zorluÄŸun üstesinden gelebilirsin. Ama en önemli ÅŸey; “Kendine Ä°nanmak”. EÄŸer inanmazsan hiç bir ÅŸeyi yapamazsın. Elbette ilk baÅŸlarda üzüleceksiniz. Üzüleceksin ki güçleneceksin, hiç bir zorluÄŸun seni yıpratmasına, üzmesine izin vermeyeceksin. Daha sonra, içindeki bir yerlere saklanmış, güçlü insanı keÅŸfedeceksin, zaman geçtikçe. Seni ne mutlu ederse, onu yap.
Geceleri gökyüzündeki yıldızları izleyebilirsin, hayal kurabilirsin, ÅŸarkı söyleyebilirsin, sesin kötüyse daha da bağırarak söyle. Parka git ve salıncaÄŸa bin. Ä°nsanları hiç düÅŸünme. "Kaç yaşına gelmiÅŸ, hala parkta oynuyor " diyebilirler. Sen kulaklarını kapa insanlara, sağır ol duyma onları.
Nasıl mutlu hissediyorsan kendini, öyle davran. Ä°çinden geldiÄŸi gibi. Sen sen ol, saÄŸlıklıysan gerisinin hiç bir önemi yok. EÄŸer üzülecek olursan dediÄŸim gibi; saÄŸlıklı olduÄŸunu düÅŸün ve mutlu ol. BaÅŸka ÅŸeyler için sıkmayın, o güzel canınızı. Bugün varız yarın yokuz. Hayat üzülmek, acı çekmek ve yıpranmak için çok kısa. EÄŸlenebildiÄŸiniz kadar eÄŸlenin. GülebildiÄŸiniz kadar gülün. Hatta öyle bir gülün ki; insanlar da sizin gülmenize gülsün ve gülmek onlara da bulaÅŸsın. Çünkü bu hayat sizin hayatınız. Herkes gülsün.
Yarının bize ne getireceÄŸini bilemeyiz. SaÄŸlıklıyken birden bir hastalığınız olabilir. Bununla savaÅŸmanız gerekebilir. Bu durumda en güzel olan ÅŸey, zamanla içinizdeki kendinizi bulmanızdır. En yakın arkadaşınızın izini kaybedip, yıllar sonra onu bulmuÅŸ olmanız gibi bir ÅŸey.
Vazgeçme kendinden, benliÄŸinden. Her ne yaÅŸarsan yaÅŸa; gülüp geçmeyi öÄŸrenmelisin. Biliyorum, elbette kolay olmayacak, pes etme noktasına kadar geleceksin, ama anlayacaksın ki baÅŸarabiliyorsun. Çünkü; Senin her ÅŸeye göÄŸüs gerebilecek kocaman bir kalbin var. Vazgeçmek korkakların iÅŸidir. Sen ne korkak, ne de güçsüzsün. Sen en güzel detaysın.
Kendini sev. Kusurların varsa, onları da sev; kusur olarak görme, kabullen onları. Kiloluysan da ÅŸort giyebilirsin. DiÅŸlerin yamuksa, daha fazla gül, saklama diÅŸlerini. Sen yeter ki kendini sev. Seversen devamı su gibi akıp gider. Hem sen kendini sevmezsen, kim seni sever ki? Benim mesela diÅŸlerim biraz yamuk, önceden göstererek gülmezdim, simdi ise diÅŸlerimi göstermeden, güldüÄŸüm fotoÄŸrafım yok. Ä°nsanların düÅŸüncelerini artık önemsemiyorum. Bir kulağımdan girip bir kulağımdan çıkıyor diyeceÄŸim, ama kulağıma bile girmiyor. Ä°nsanlar kusurlarıyla daha da tatlı oluyor, daha da güzelleÅŸiyor. Kim ne der diye yaÅŸama, çünkü sen onlar için var olmadın, onlar için yaÅŸayasın. Kendin için sadece kendin için yaÅŸa. Her ÅŸey kendini sevmekle baslar. En baÅŸta da dediÄŸim gibi; "Her ÅŸey senin elinde, sakın her ÅŸeyi kendi ellerinle kaybetme. Sen yeryüzünde en büyük hazinesin, en güzel detaysın.
​
Olaylara olumlu tarafından baktık. Haydi ÅŸimdi de olumsuz tarafından bakalım. Karanlık bir yoldasın, elinde fener var ve pili bitik. Karanlık sokakta tek başına, çaresiz bir ÅŸekilde kaldın, kimseler yok etrafta. Çıkmaz sokaÄŸa girdiÄŸinin farkına varmışsın. Sesler duyuyorsun, kimse yok, ama korkuyorsun. Bu yaÅŸadığın çaresizliÄŸin adı, ne biliyor musun? Küçük bir çocuÄŸun pazarda annesini kaybetmiÅŸ olduÄŸu andaki çaresizlik. Ne yapacağını bilemiyor, mutsuz korkak hissediyor ve olumsuzluÄŸa kapılıyor. Tam aÄŸlamaya baÅŸlayacakken, kollarını açıp, kendisine koÅŸtuÄŸunu fark ediyor annesinin. Ve mutlu oluyor.
​
Kısaca anlattım mutsuzluÄŸu ve çaresizliÄŸi. Çünkü hiç bir mutsuzluk, uzun sürmüyor. Tam aÄŸlamaya baÅŸlayacakken, her ÅŸey güzel olabiliyor. Senin dert ettiÄŸin ÅŸey dert deÄŸil, silkelen ve kendine gel. O kadar dertler varken, küçük bir ÅŸeyi kendine dert olarak görme sakın. Senin derdini dert olarak görmek isteyen çok insan var. Ve o dertleri gördükçe, kendinden utanırsın. ”Bende ki de dert miymiÅŸ ya "dersin.
​
O pazarda annesini kaybetmiÅŸ çocuk bendim. O kadar çaresizdim ki ne yapacağımı bilmiyordum. Korkak ürkek gözlerle etrafıma bakınıyordum. Hastalığımdan korkuyordum. Çaresiz bir kız çocuÄŸuydum. Tabii ki, fazla sürmedi mutsuzluÄŸum. Åžimdi tek bir cümle çıkıyor, aÄŸzımdan; "Hastalığım benden korksun, ben ondan deÄŸil".
​
EÄŸer bu yazımı okuyorsan ve hastalığın varsa; hiç kimseden saklama. Seni seven insan, her ÅŸeyinle, sonuna kadar yanında olur. Gitmek isteyene kapıyı göstermen yeterli olacaktır, emin ol. Giden gider zaten. Hem niye saklayasın ki? Yarın onların da bir hastalığının olmayacağının garantisi var mı? Unutma her insan engelli adayıdır. Seni seven senin yanında kalacaktır. Ä°nsanlar seni hangi çerçeveye koyuyorsa, sende onları aynı çerçeveye koy. Ne fazla ne eksik.
Unutma; “Her ÅŸey senin elinde. BaÅŸarmak çok kolay. Ä°nsanoÄŸlunun baÅŸaramayacağı hiç bir ÅŸey yoktur, bu hayatta”.
Unutmayın ki; insan ne yaparsa kendisine yapar. Sen izin verirsen seni üzerler, ama izin vermezsen, hiç bir kuvvet seni üzemez. SaÄŸlık ve Mutluluk Sizinle Olsun…
.
Yayın Tarihi: 08/03/2019