top of page
Hıdır Arslan-dihed.fw.png

Uzm. Dr. Sadi Kemal Alim Arslan

arslanh@me.com

 

Adli Tıp Uzmanı, Diyaliz Hekimi

DÄ°HED Yönetim Kurulu BaÅŸkanı

SBÜ Bakırköy Dr. Sadi Konuk EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi

HEKÄ°MSÄ°Z DÄ°YALÄ°Z OLUR MU?


Hekimlik her ne kadar Nuh Nebi’den, Lokman Hekim’den beri kadim bir meslek ise de, diyaliz hekimliÄŸi ülkemize kazandırılmış yeni bir kavramdır. 1993 yılında yürürlüÄŸe giren “Diyaliz Merkezleri Hakkında Yönetmelik” ile dilimize giren bu Diyaliz Hekimi görev tanımlaması, parlak bahtlı ve özenilecek bir iÅŸ tanımı olarak baÅŸladı. Ama bugün için bunu söylemek artık çok zor. Ä°lk baÅŸlarda pratisyen hekimlerin yarışarak, torpil bularak sertifika eÄŸitimlerine gittikleri bu hekimlik alanı bugün için  aÄŸlanılacak haldedir.  


01.03.2019 tarih ve 30701 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan son yönetmeliÄŸe kadar, önceki yönetmeliklerde pek çok deÄŸiÅŸiklikler yapılmıştır.  Ancak bu son yönetmelik kadar radikal deÄŸiÅŸiklikler içeren baÅŸka bir yönetmelik görülmemiÅŸtir. 
Bu yönetmelik diyaliz hekimliÄŸi ve diyaliz hizmetinin hastalara sunumu hakkında birçok deÄŸiÅŸiklikler içeriyor.
Diyaliz hekimlerinin bir seansta bakabileceÄŸi daha önceden 30 iken bu yönetmelik ile artık tek başına 50 hastanın yükünü omuzlarına almış durumdadır.

​

HemÅŸireler açısından ise daha önce sertifika almış hemÅŸirelerin kazanılmış hakları korunurken, hemÅŸirelerin yeni sertifika alarak hemodiyaliz hemÅŸiresi olma haklarına son verilmiÅŸtir. Yani sonuç olarak sisteme yeni hemÅŸire giriÅŸi olmadığı için, 3-5 yıl içinde hemodiyaliz alanı tamamen diyaliz teknikerlerine bırakılmış olacak. Pek tabiî ki; olumlu ya da olumsuz iÅŸlerin tüm sorumluluÄŸu yine diyaliz hekiminde olacaktır. Karmaşık ve kalabalık iÅŸ-çalışma mevzuatımıza raÄŸmen, günlük hayatımız genellikle piyasa kurallarına göre düzenlenir. Yani iÅŸler el yordamı ile yapılır, kafakol iliÅŸki biçimi çalışma hayatımıza hakimdir. Patron ile iÅŸçi kavga etmedikçe iÅŸ yaÅŸamı ile ilgili kanun, yönetmelik ve genelgeler akla getirilmez. ILO(Uluslarası Çalışma Örgütü) hayatımızda üç hafli bir basit kısaltma olarak, sendika ise Uzay Yolu dizisindeki Startrek kadar kendine yer bulurken, bu çalışma koÅŸullarının iyi yönde deÄŸiÅŸmesini beklemek elbette ki bir hayalden ibarettir. 


Diyaliz merkezleri çoÄŸu ortamda çalışma ve iÅŸ mevzuatı dışında kabul edilir. Açılan sektörel iÅŸ dava tutanaklarına ve sektörel insan kaynağı rakamlarına bakılırsa durum ortadadır. SGK’nın diyaliz merkezlerine yaptığı yetersiz ödemenin faturası tabii ki çalışana kesilecektir. 


Diyalizde çalışma koÅŸulları tüm çalışanlar için ağırdır, çalışma saatleri ve ekstra mesailer uzundur, çalışan-hekim yalnızdır.  20-30 çalışanın istihdam edildiÄŸi bu küçük adacıklarda hak kayıpları kaçınılmazdır. Hekimler izin ve tatil haklarını kullanma konusunda diÄŸer çalışanlardan daha kötü durumdadır. Mesela mesai üst sınırı yoktur, dilerseniz günün 15 saatini diyalizde geçirebilirsiniz, Ä°ÅŸ Kanunu veya yönetmelikler kimsenin aklına gelmez. Ancak maaÅŸ hesap edilirken, iÅŸ yerinde geçirilen 15 saat 9 saat kabul edilebilir. Yıllık izne veya kongreye gidecekseniz, yerinize hekim bulmanız, hatta bazen bu hekimin ücretini de kendiniz karşılamanız gerekir. Diyaliz klinikleri ve diyaliz hekimleri bu hikayelere oldukça aÅŸinadır.


Ülkemizin hemodiyaliz tedavisinde yakaladığı yüksek standartlarınn en önemli öÄŸesi yetiÅŸmiÅŸ insan gücüdür ki; bunlar yetiÅŸmiÅŸ tecrübeli diyaliz hekimleri ve diyaliz hemÅŸireleridir. 1990’lı yıllarda diyaliz hekimliÄŸinin çalışma koÅŸullarının daha rahat, ekonomik olarak da iyi olduÄŸu söylenebilir. Ayrıca kimsenin müdahale edecek bilgisi ve tecrübesinin olmadığı bu alanda hizmet vermenin verdiÄŸi çalışma hazzı da ayrı bir tercih sebebiydi. 90’lı yıllarda 10-20 arası cihaz kapasiteli diyaliz merkezleri çoÄŸunluktaydı. Ayrıca o yıllarda diyaliz hastalarının büyük kısmının genç ve orta yaÅŸ hastalardan oluÅŸtuÄŸunu da kabul etmek gerekir.

yönetmelik.jpg

Yayın Tarihi: 14/03/2019

90’lardan bu yana cihaz sayısı artırımları sonrası, merkezler 10 cihazdan 20-25 arası cihaza, günde 1-2 seans diyaliz yapmaktan günde 3 hatta 4 seans diyaliz yapan merkezlere dönüÅŸtüler. Ardından merkezlerin ticari sebeplerle hasta sayısını artırma ihtiyacı duyması ki; bu SGK’nın geri ödeme rakamından bağımsız deÄŸildir, merkezler 30 makinalık merkezlere  dönüÅŸtü ve 2010 yılında yapılan yönetmelik deÄŸiÅŸikliÄŸi ile diyaliz hekimi 30 hastaya bakmak zorunda bırakıldı.

 

Yıllar içinde artan refah ve saÄŸlık bakım standardı ile hemodiyaliz hastalarının ortalama yaÅŸları ve yandaÅŸ sorunları, hastalıkları arttı. Bu hastalara diyaliz merkezi altında yeterli saÄŸlık hizmeti vermek zorlaÅŸtı. Günümüzün geri ödeme rakamları ile bu diyaliz merkezleri satınalma-birleÅŸme yolu ile 50-60 hatta 70 cihazlı, 300-400 hastanın hemodiyaliz tedavisi aldığı merkezlere dönüÅŸmektedir. Bu merkezlerde yönetmelik ve iÅŸ kanunlarına göre 3-4 hekim ihtiyacına raÄŸmen, gerek geri ödeme rakamları gerekse yetersiz denetim sebebiyle az sayıda hekimle hizmet verilmektedir. Yani 50 cihaza 1 hekimin konuÅŸulmaya baÅŸlandığı 2013’lü yılından beri, hele yönetmeliÄŸin bu ÅŸekli ile yayınlanacağının sektöre Ankara bürokrasisinden fısıldandığı, 2015 yılından beri diyaliz sektörü 1 hekime 50 cihaz anlayışını peÅŸinen kabul ederek kendini buna göre yapılandırdı. Bu zor çalışma ÅŸartları sebebiyle bir çok diyaliz hekimi, sektörden uzaklaÅŸtı, kliniklere de hekim bulmak zorlaÅŸtı. Bugün ülkemizde 3000’in üzerinde, sertifikalı diyaliz hekimi bulunmasına raÄŸmen, bunların ancak 500-600 kadarı diyaliz merkezlerinde çalışmayı tercih etmektedir. 


Son yönetmelik « Ancak, her tedavi seansı için, elli hastaya kadar bir sertifikalı tabibin bulunması yeterlidir.» diyor. Bu belki diyaliz merkezlerinin hekim ihtiyacını bir süre azaltacak ve merkezlere ekonomik bir rahatlama getirecektir. Bununla birlikte 6 ay-1 yıl sonra; 15-25 yıldır diyalizde çalışan tecrübeli diyaliz hekimleri, bu koÅŸullar altında çalışmanın mümkün olmadığını görecek ve sektörden ayrılacaktır. Diyaliz hekimliÄŸine baÅŸlayan yeni hekimler ise; zayıflatılmış saÄŸlık ekibi ile 50 hastanın ağır bakım yükünü görünce, birkaç ay sonra diyaliz hekimliÄŸinden arkalarına bakmadan uzaklaÅŸacaklardır. 

 

Ben kiÅŸisel olarak hemodiyaliz tedavisinde, yıllık ölüm oranının %10-12 olmasının bile yüksek olduÄŸunu düÅŸünürüm, buna karşın yeni yönetmelik % 25’e kadar yıllık ölüm oranının olmasını doÄŸal kabul etmektedir. Bazı dernekler geçmiÅŸte “Nefroloji uzmanlarının tam gün yasası sonrası, kamuda çalışmak zorunda kalmaları ile mortalitenin arttığını” iddia etmiÅŸlerdi. Ben ise “her hemodiyaliz kliniÄŸine tam zamanlı çalışan bir nefroloji uzmanı” gereklidir diyorum. Ama bu yönetmelik ayda 1-2 gün nefroloÄŸun imza atmaya gelmesini yeterli görürken, diyaliz hekimine sen seansta kaç hastaya bakarsın diye sormaya bile gerek duymadan 50 hastaya bir diyaliz hekiminin bakabileceÄŸini öngörmektedir

 

Mesul müdürlük gibi bir ucube görev ve sorumluluk yükü ile birlikte (ruhsatlandırma ile ilgili her türlü iÅŸlemler, yazışmaları yürütür seans sayılarını, hasta ölüm rakamlarını bildirmek, tıbbî muayene ve tetkiklerin kayıtlarını ve talep edilen diÄŸer bilgileri, bildirimi zorunlu olan hastalıkları yetkili mercilere bildirir,  sterilizasyon ve dezenfeksiyon iÅŸlerinin düzenli bir ÅŸekilde yapılması, su sisteminden elde edilen suyun bakteriyolojik ve kimyasal analizleri ile su sisteminin günlük takibi, tıbbî takip ve tetkikler, hastaların izlenmesi ve eÄŸitimi,  personelin tıbbî kontrolü, organ ve doku nakli merkezleri ile iliÅŸki, hastaların ve cihazların kayıtları,  su sisteminin kontrolü, atıkların imhası hususlarının yürütülmesini saÄŸlar... Hemodiyaliz ve periton diyalizi uygulamaları ile ilgili gerek Yönetmelikte öngörülen gerekse Bakanlığın istediÄŸi tüm formları ve bilgileri TÜRKDÄ°VES’e giriÅŸini saÄŸlar ve düzenli olarak Bakanlığa bildirir… ) diyaliz kliniÄŸinde bir hekim 50+5 cihazda hasta takip edecektir. Dahiliye ya da Nefroloji uzmanının düzenlediÄŸi farz edilen, ama;genellikle diyaliz hekimlerinin düzenleyip takip ettiÄŸi tedavi ÅŸemalarını düzenleyecek, ilaç reçete edecek, günlük hasta saÄŸlık sorunları yanında, uygulama komplikasyonlarını düzeltmeye gayret edecektir. Hatta yatış gerekli ise, hasta için bir kamu hastanesi veya özel hastane de görevli uzmana veya hasta yakınına yalvarmakta ayrı bir iÅŸ olarak yapılacaktır.


Bunca sorumluluk ve görev yüküne raÄŸmen hekim hiç belirleyici olmadığı iÅŸletme süreçlerinin altında kalacaktır. Hekim yine SGK’ya, mahkemeye, müdürlüÄŸe hesap vermek üzere çaÄŸrılacaktır. Hekim yine yalnız aÄŸlayacak, sabah saat altıda iÅŸe giderken ayakları geri geri gidecektir. Ayda bir kez imza düzeyinde kalan uzman veya nefrolog desteÄŸi ile, tek başına diyaliz hekimliÄŸi korkunç bir iÅŸ yükü ve sorumluluk içermektedir. Amaç hekimsiz diyaliz ise, bakanlığın 10 yıldan fazladır, devlet hastaneleri bünyesindeki üç-beÅŸ cihazlı, 10 hemÅŸire veya teknikerli diyaliz kliniklerinde, hekimsiz diyaliz uygulamasında büyük bir deneyime sahip olduÄŸu bir gerçektir. Birkaç yıl içinde diyaliz hekiminin tamamen diyaliz sistemi dışına çıkarıldığı günlere de, bu mevzuat ile; diyaliz alanında iyi saÄŸlık hizmeti verme derdi olan hekimler fazlası ile üzülecektir. 


Bu yönetmelik deÄŸiÅŸikliÄŸinin bedelini hastalar yaÅŸamları, saÄŸlık çalışanları vicdanları ile ödeyeceklerdir. Ulusal data ve dökümantasyon sorunlarımız ile birlikte, diyaliz kliniklerin ölüm oranlarının gerçekliÄŸi tartışmalıdır, zira hasta genel durumu bozulunca, baÅŸka bir saÄŸlık merkezine transfer edilmekte, çoÄŸu kez orada yaÅŸamını kaybetmektedir. Türk Nefroloji DerneÄŸi Registry rakamları anket düzeyindedir. Diyaliz tedavisi alan hasta ölüm oranları katlandığında muhtemelen yapılan bu yanlıştan dönülecektir. Ama ne yazık ki bu sadece bir temennidir, zira mevzuat tekerinin ne yönde döndüÄŸü aÅŸikardır. 


Bu yönetmelik neden bu ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirildi, hekimi sistemin dışına iterek veya teknikeri hemÅŸirenin yarı maaşına çalıştırarak maliyet düÅŸürmek mi amaç, yabancı sermaye ülkede kalsın diye mi bu iÅŸler? Kim kazandı, özel klinik patronu mu, tekniker mi, yüksekokul patronları mı, asla bilemeyeceÄŸiz ancak; kaybedenler ÅŸimdiden bellidir. Hastalar neden kaybettiklerini bile anlayamadan, bu dünyadan ayrılacaklardır. 
 

bottom of page