top of page
Bilal_Basmacı_edited.jpg

 

DÄ°YALÄ°Z HASTALARININ ÇÄ°LESÄ° !

​

Biz Sivas’ın Kangal ilçesinde ikamet ediyoruz. Babam sekiz yıldır kronik böbrek yetmezliÄŸi hastalığından dolayı diyaliz makinasına bağımlı yaşıyor.

​

YaÅŸadığımız ilçenin devlet hastanesinde diyaliz ünitesi olmasına raÄŸmen diyaliz doktoru olmadığı için bulunduÄŸumuz ilçeden yaklaşık 90 km uzaklıktaki ÅŸehir merkezinde özel bir diyaliz merkezinde sekiz yıldır haftada üç gün diyaliz tedavisi alıyor. Pazartesi, ÇarÅŸamba ve Cuma günleri sabah yaklaşık saat 05:00 sularında tedavi görmek için yola çıkan babam, öÄŸlen 12:00 saatlerinde herhangi bir aksilik olmaz ise evine dönüyor. Söz konusu bu üç gün benim hayatımda en nefret ettiÄŸim üç gün. Çünkü bu bahsettiÄŸim üç gün elimiz yüreÄŸimizde kötü bir haber gelecek, diyalizde bir aksilik olacak, diyalize girebilmesi için vücuduna açılan fistül ya da takılan kataterde bir problem çıkacak ve babam diyaliz olamayacak korkusu bahsettiÄŸim saatler arasında hep beynimizi kemiriyor. Bunlar yetmezmiÅŸ gibi yaÅŸadığımız ÅŸehrin iklim ÅŸartları sebebi ile kışları çok fazla kar yağışlı olması, acaba saÄŸ salim diyaliz merkezine vardılar mı?  Acaba yolda kaldılar mı? Yollar açık mı? kuÅŸkusu ekstradan tedirgin ediyor bizleri. Ben sekiz yıldır rehberimde kayıtlı olmayan numaraları açmaktan korkar oldum. Sebebi ise hep bilmediÄŸim numaralar beni arar ve babamın diyalizde problem yaÅŸadığını tedavisini tamamlayabilmesi için ilgili hastaneye sevk ettiklerini söylerler.

​

Bu problemler biraz önce bahsettiÄŸim gibi genelde ya fistül problemleri ya da katater problemleridir. Maddi olanakları olan insanlar hastalarını özel hastanelere götürür, katater takılacaksa devlet hastanelerinde takılan karakterlerden daha kalitelisini taktırıp hastalarının problem yaÅŸama risklerini biz devlet hastanelerinde tedavi gören, katater taktıran hastalarımıza nazaran, yarı yarıya hafifletmiÅŸ olurlar. Bizler ise ekonomik durumumuz yeterli olmadığından mecburen devlet hastanesinin bize vermiÅŸ olduÄŸu kalitesiz kataterleri taktırıp, maksimum 6 ay kadar bir süre mevcut kataterle diyalize girdikten sonra tekrardan aynı iÅŸlemleri yaptırmak için kendimizi ameliyathane kapılarında buluruz. Gel zaman git zaman artık vücutta fistül açtırmak için ya da katater taktırabilmek için damar kalmaz. Çünkü hasta altı ayda bir operasyon geçirdiÄŸinden mevcut damarları tamamen yıpranmış kullanılmaz hale gelmiÅŸtir. Bir takım iÅŸlemler ultrasonlar gerekli iÅŸlemler yapıldıktan sonra, doktor artık damar kalmadığını, hasta vücudunun ne fistül ne de katater için uygun olmadığını söyler.

 

Bir yandan içinde bulunduÄŸumuz bu durumu nasıl kurtarabileceÄŸimizi düÅŸünürken, bir yandan diyaliz merkezlerine devlet tarafından ödeneklerin kısıtlandığını duyarız ki; bu da mevcut diyaliz merkezinin artık bulunduÄŸumuz ilçeye servis ulaşımını gerçekleÅŸtiremeyeceÄŸini, devam etmek istiyorsak ulaşım masraflarını kendi imkanlarımızla yapmamız gerektiÄŸini söyler. Durum o kadar vahim bir hal alır ki; hastamızı mecburen diyaliz doktoru olmayan, acil bir durum gerekse müdahale edecek personelin ya da yeterli cihaz ve aletlerin olmadığı devlet hastanesinde diyalize girmesi için, istemeye istemeye de olsa teslim ederiz. GeliÅŸen ve deÄŸiÅŸen dünyada yaÅŸamamıza raÄŸmen üzülerek ve utanarak dile getiriyorum ki; ülkemizde diyaliz hastalarının daha kaliteli bir yaÅŸam sürebilmesi gerekirken daha kaliteli cihazlarda tedavi olması ve hatta seans sayısının daha düÅŸürülmesi gerekirken, maalesef her gün bir diÄŸer günü aratır oldular bize. Korkuyorum ki; bu gidiÅŸat daha kötü sancılı günlere gebe. Ben naçizane sekiz yıldır yaÅŸadığımız süreci özetlemeye çalıştım. Böyle bir imkanı bana saÄŸladığı için DiyalizHaber’e çok teÅŸekkür ederim. Ä°nÅŸallah birileri feryadımızı duyar ve gerekli çalışmaları baÅŸlatır.

​

Bilal Basmacı

bilal.basmaci@hotmail.com

Yayın Tarihi: 19/12/2018

bottom of page